KAĞIT FOTOĞRAFLAR ÇÖPE: İŞTE YENİ DİJİTAL ZORUNLULUK
Alman hükümetinin Mayıs 2025'te yürürlüğe soktuğu ve vatandaşlara 31 Temmuz'a kadar geçiş süresi tanıdığı yeni düzenleme için artık son günler. 1 Ağustos 2025'ten itibaren, kimlik veya pasaport başvurusu yapmak isteyen hiç kimse, yanında getirdiği basılı vesikalık fotoğraf ile işlem yapamayacak. Yeni sisteme göre, artık sadece dijital ortamda üretilen ve doğrudan resmi kuruma iletilen fotoğraflar geçerli olacak. Vatandaşlar, devlet tarafından yetkilendirilmiş sertifikalı fotoğraf stüdyolarına veya resmi dairelerin içine kurulmuş olan otomatik fotoğraf kabinlerine (Fotofix) gitmek zorunda kalacak. Burada çekilen yüksek çözünürlüklü ve biyometrik fotoğraf, saniyeler içinde şifreli bir yolla başvuru yapılan kurumun sistemine düşecek. Bu kural için hiçbir istisna tanınmayacağı kesin bir dille belirtildi.
AMAÇ HEM HIZ HEM GÜVENLİK: SAHTECİLİĞE GEÇİT YOK
Peki, Almanya neden böyle radikal bir değişikliğe gitti? Yetkililere göre bu dijital devrimin iki temel amacı var. Birincisi, başvuru sürecini inanılmaz derecede hızlandırmak. Fotoğrafın basılması, kesilmesi, yapıştırılması ve taranması gibi adımlar ortadan kalkacağı için işlemler çok daha akıcı hale gelecek. İkinci ve daha önemli amaç ise güvenliği en üst düzeye çıkarmak. Eski fotoğraflar üzerinde oynama yapılarak gerçekleştirilen belge sahteciliğinin bu yeni yöntemle tamamen önüne geçilmesi hedefleniyor. Fotoğraf, çekildiği an itibarıyla güvenli bir ağ üzerinden doğrudan devlete iletildiği için araya girip müdahale etme şansı ortadan kalkıyor.
GÖZLER TÜRKİYE'DE: BU SİSTEM BİZE DE GELİR Mİ?
Almanya'da yaşanan bu köklü değişim, kaçınılmaz olarak "Aynı kolaylık Türkiye'ye ne zaman gelecek?" sorusunu akıllara getirdi. Hâlihazırda Türkiye'de Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'ne yapılan kimlik yenileme veya ilk başvuru işlemlerinde vatandaşlardan son 6 ay içinde çekilmiş 2 adet biyometrik vesikalık fotoğraf talep ediliyor. Almanya'daki gibi, fotoğrafçıdan doğrudan Nüfus Müdürlüğü sistemine dijital olarak fotoğraf aktarılmasını sağlayacak bir altyapının kurulması, hem vatandaşın üzerindeki yükü hafifletebilir hem de işlem güvenliğini ve hızını artırabilir. Milyonlarca vatandaş şimdi, bu teknolojik devrimin Türkiye'ye de uyarlanıp uyarlanmayacağını merakla bekliyor.